İlk 3 çakranın
dengesizliklerinde bizi neler beklediğini paylaştık bugüne kadarki
yazılarımızda.
En çok gelen
sorulardan biri de ’evet, yazdıklarınızı biliyor ve kabul ediyoruz’ ancak enerji
dengesizliklerini aşmak ve kendimizi daha iyi hissetmek için DAVRANIŞLARIMIZI
NASIL DEĞİŞTİRECEĞİMİZİ, NEREDEN BAŞLAYACAĞIMIZI BİLEMİYORUZ?
İŞTE SİZE BİR
BAŞLANGIÇ NOKTASI…
BU İKİ GÜÇLÜ
DURUMU HAYATINIZA ALDIĞINIZDA ‘geçmişin enerjisini temizleyecek ve AN’a
geleceksiniz’
GÜLİVERİN
GEZİLERİ kitabını bir çoğumuz okumuşuzdur, hatta çizgi filmini, sinema filmini
seyredenlerimiz de vardır.
Lilliput
ülkesine gittiğinde Güliver, küçük adamlara göre fiziki açıdan DEV kadar büyük
olsa da uykuya daldığının sabahı kendisini iplerle yere sabitlenmiş bulur.
Şimdi bu
iplerin her birinin; geçmiş deneyimlerimizden kaynaklanan ve bizim
GELECEĞE POZİTİF BAKMAMIZI engelleyen bizi SINIRLAYAN İNANÇ KALIPLARI
‘nı temsil ettiğini hayal edin...
Ne kadar KÜÇÜK
OLURLARSA OLSUNLAR, bir araya geldikleri zaman bizi yere serecek kadar GÜÇ
KAZANIYORLAR.
- Hep
annemin baskısı yüzünden böyle oldu! (kurban rolü, yargı ve kendini suçlama)
- Köpekler
ısırır, fazla yaklaşma! (korku ve güvensizlik hissi)
- Kendini
ön plana atma, çok dikkat çekersin, sonra zarar gelir! (kendini suçlama hissi)
- Bunu
yersen ŞU olur! (koşullar ve güvensizlik)
- ÇOK
çalışmazsan kazanamazsın! (seçeneklerin sınırlanması, güvensizlik)
- Müzik
dinleyerek ders çalışılmaz! (kendini suçlama)
- Fazla
samimi olma, kötü gününde sırların açığa çıkar! (güvensizlik, öfke, suçlama)
- İnsanlara
güvenilmez! (güvensizlik)
- Seni
incittiyse bir daha yüzüne bile bakma! (öfke, kızgınlık, güvensizlik)
….Vs…vs
Aslında bu tip İNANÇ cümlelerimizi
yazsak tek başına hiç biri bizim için bir engel gibi durmayabilir.
Ancak birden fazlası birleşince
bizim adım atmamızı, deneyim yaşamamızı ve cesaretimizi engelleyen bir sürü ipe
dönüşüyor.
Ve bir gün;
*İSTİYORUM ama olmuyor!
*Kendimi bazen iyi bazen kötü
hissediyorum!
*Ne olduğunu anlamadan moralim
bozuluyor!
*Tam harekete geçeceğim bir şey
beni durduruyor! gibi cümlelere dönüşür.
Hareket etmemiz için o ipleri TEKER TEKER kesmemiz gerekir.
Geçmişle hesaplaşmanın en güçlü 2
yolu :
AFFETMEK ve ŞÜKRETMEK
tir.
Affetmek konusunda bir çok kitap
okudum, bir çok cd dinledim ve hepsine de hak verdim.
Özünde ortak
tema olarak söyledikleri “SIRTINIZDA ÇOK YÜK TAŞIYORSUNUZ. AFFETMEDİĞİNİZ HER OLAY VE
KİŞİYİ TEKRAR DÜŞÜNDÜĞÜNÜZDE ; ‘ENERJİNİN KORUNUMU ‘ YASASI GEREĞİ, KIZGINLIK
VE ÖFKENİZ DÖNÜŞÜME UĞRAMADIĞI İÇİN, ONU BEDENİNİZDE SAKLADIĞINIZ YERDEN TEKRAR ÇAĞIRIYOR VE YAŞADIĞINIZ O ANLARI DAHA
DA GÜÇLENDİRİYOR, KENDİNİZE ACI VERİYORSUNUZ” cümlelerine de yerden göğe
kadar inandım.
Ama gün geldi nasıl
olduğunu anlayamadan (!) bir şeyler öfkemi tekrar tetikledi. Bazı konuların aynı tazelikte, bazılarının ise
hafiflemiş olarak oldukları yerde durduklarını, benim sadece konunun üzerini örtmüş olduğumu
fark ettim.
Neden insan
affetmekte zorlanır? sorusuna çok uzun zaman yanıt aradım.
Fark ettim ki aslında
affetmediğim KENDİM idim…
Kişiler
yaşanmış tecrübelerinde kendi korkularına, kendi bakış açılarına, kendi
gelişmişlik seviyelerine, özetle kendi FİLTRE VE İNANÇLARINA göre bir tavır
sergilemişlerdi. Ben de AYNI ŞEKİLDE kendi filtremle hareket etmiştim… Yani 2
keçi köprüde karşılaşmış hikayesindeki gibi öfke ve kızgınlık yaratan olaylara
tekrar baktığımda DOĞANIN EN GÜÇLÜ KANUNLARINDAN ‘UYUM’ un orada olmadığını
fark ettim. Herkes farklı FREKANSLARDAN yayın yapıyordu.
Affetmeye
başladıkça ve tüm bu deneyimlerle hafifledikçe; sanki
gözlerimde bir sis perdesi vardı ve açıldı, görüşüm netleşti…Yaşanmış tüm
deneyimler artık FARKLI görünmeye başladı.. Duygularımı yönetmeye başladıkça daha
OBJEKTİF davranabildiğimi fark ettim…
Aynı durum
ŞÜKRETMEK için de geçerli..
Gözümüz hep
çevremizde!…Hep dünyaya dair maddi konularda ciddi arzularımız
var.. Çocuklarımızı yarıştırıyor onlara iyi davranmaya çalışırken her
yaptıklarını eleştirip kıyas yaparak ruhlarını zehirliyoruz.. En iyi okulları (!),
en iyi arabayı (!), en lüks evleri (!), vs.. vs.. istiyor istiyor istiyoruz.
Kapitalist ve
rekabetçi dünya düzeni ELDE ETME’ye odakladığı için, baktığımız yer HEP BİZDE
OLMAYAN yani bardağın BOŞ tarafı oluyor
ve müthiş bir tatminsizlik duygusu yaşıyoruz…
Elde ettiğimizde de sevinci ne kadar sürüyor ???
Mutluluk hissi
yaşayamadan yeni bir isteğe yelken açıyoruz…
Bu çarkı
tersine çevirmenin tek yolu: ŞÜKRETMEK…
Her şey, ama sahip olduğumuz her şey için; Yazabildiğim parmaklarım, gören
gözlerim ,kuş seslerini duyan kulağım, bir adım atacak durumda olan bacaklarım,
onlara enerji veren sistemim, yemekten zevk alan bedenim, ailem, onlara sarılan
kollarım,dostlarım..vs..liste o kadar
uzun ki…
Şükretmeye
başlamak NİAGARA ŞELALESİ gibi tüm bedeni canlandıran ve bize enerji veren bir eylem.. Ayrıca alışkanlık haline
geldiğinde karşılaştığımız her deneyimin özellikle KAZANÇ tarafına
odaklanmamızı sağlıyor.
Bu yıllarda en
çok duyduğumuz hatta çok sıkıldığımız, HEP AYNI (!) diye eleştirdiğimiz (+)
pozitif duygular ve eylemler neden bu kadar gündemde sizce?
Çünkü bilim dünyası
tarafından 1960’lı yıllarda başlayan, “duyguların ölçümlenmesi ve insan
bedeninde yarattığı etkiler” konulu bir çok araştırma sonucunda pozitif (+)
duyguların TÜM HÜCRELERİMİZİ besleyen, geliştiren ve hastalık olmaksızın
yaşamımıza devam etmemizi sağlayan GÜÇLÜ DİNAMİKLER oldukları ispatlanmış
durumda…
Aynen bir bitkinin,
·
Sağlıklı bir toprağa
·
Güneşe,
·
Suya,
·
Sevgiye ,
·
Kuşlara veya arılara ihtiyacı olduğu gibi bizim de ;
·
AFFETMEYE (DOLAYISIYLA SEVMEYE),
·
ŞÜKRETMEYE,
·
GÜVEN DUYMAYA yani bizi destekleyecek duygulara ihtiyacımız var.
Ancak bu durumda SÜRDÜREBİLİR ENERJİ ‘den bahsedebiliriz
kendimiz için.
Yoksa bir aşağı
bir yukarı, bazen iyi bazen kötü yani enerji sarmalinde merkeze yakınlaşıp
uzaklaşmamıza bağlı olarak deneyimler yaşarız.
Hep İyi ve hep
olumlu deneyimler istiyorsak GEÇMİŞİ ARKAMIZDA BIRAKMALI ve nötr enerji doluyu
gören bir bakışla yakıtı her zaman en üst seviyede tutmalıyız.
Affetmek üzerine bir uygulama ;
Affetmek Üzerine(Edward
M.Hallowal-Dharma Yayınları) gibi bir
çok kitap, Nil GÜN ’ ün affetmekle ilgili cd’leri ( Derin Affediş
Meditasyonu,Affetmenin Özgürleştirici Gücü) gerçekten çok etkili oldu.
Sonucunda bana
iyi gelen bir uygulamayı yaratabildim. Siz de kendiniz için bir metod
yaratabilirsiniz;
Affetmek
istediğim ana gidip kızgınlık ve öfke duyduğum kişiye sarılmaya çalışıyordum. Zaten
çok şiddetli bir kızgınlık duygusu olduğunda pek de kolay olmuyordu bu sarılma
anı. Onun içindeki korkuları, kısıtları, engelleri ve en nihayetinde içindeki
çaresizliği ve çocuğu görmeye çalışıyordum ..YANİ KİŞİNİN ÖZÜNÜ…Nihayetinde
davranış her zaman istediğimiz gibi sergilenemiyor..
‘Kızgınlığımı,
öfkemi, çaresizliğimi kabul ediyor ve
serbest bırakıyorum ‘cümlesini inanıncaya kadar tekrar ediyordum (gözlerim
kapalı, sessiz ve loş bir ortamda) ve ‘O durumu
yönetemediğim için kendimi affediyorum’ cümlesini de inanıncaya kadar
tekrar ediyordum. Ayrıca karşımdaki kişiye de ‘ Bana yaşattığın deneyim için
teşekkür ediyorum’ cümlesini de kalpten hissedinceye kadar tekrar ediyordum.
Bunu iş
hayatında da uyguladım. Örneğin eleştirdiğim firmalara, bende öfke duygusu
yaratan olaylara…
peki aldatan kişiyi nasıl affedicez
YanıtlaSilSizin yerinize BAŞKASI olsa yine de ALDATIR mıydı? Bu olayın NE KADARI SİZİNLE İLGİLİ? Ne kadarı kontrolünüzde? Affederseniz NE OLUR? Affetmez iseniz ne olur? Yanıtlar aynen satranç oyunu gibi sizi bir çok seçeneğe götütür.Lütfen YAZARAK çalışın...Duygularınızı bir kenara bırakıp tiyatro izleyici gibi olaya dışarıdan baktığınızı ve çok daha net /keskin bir görüşe sahip olduğunuzu fark edeceksiniz...Biten bir olayın ardından HANGİ SEÇENEK sizi gelecekte destekleyecek görünüyorsa oraya doğru gitmek tamamen size ait bir seçim.
Sil